14 Ağustos 2018 Salı

KİTAP YORUMU-| Bir Kadının Yaşamından 24 Saat-Stefan Zweig






Kitabın Adı: Bir Kadının Yaşamından 24 Saat

Kitabın Yazarı : Stefan Zweig
Sayfa Sayısı:112
Yayınevi: Panama Yayıncılık

Kitabın Özeti :
Fransız Riviera'sındaki küçük bir otelde dinlenen konuklar, bir gece öğrendikleri haberle sarsılır.Eşi ve iki çocuğuyla tatile gelen Bayan Henriette kayıptır.Herkes onun hayatından endişe ederken, Bayan Henriette’nin birkaç gün önce otele gelen genç bir Fransız’la kaçtığı ortaya çıkar.
Konuklar bir araya geldiklerinde, acımasızca eleştiriler yaparak günlerce olayın ahlaki boyutunu tartışırlar. 
Oysa anlatıcımız, bu konuda insani sebepler öne sürerek olayın hoşgörüyle karşılanması gerektiğini savunur, böylece tartışma her seferinde alevlenir.
Otelde kalan yaşlı ve zarif bir hanımefendi olan Bayan C, anlatıcımızın tavrından cesaret alarakyıllar önce yaşadığı ve hayatını alt üst eden yirmi dört saatini onunla paylaşmaya karar verir. 




Benim Yorumum:

    Merhabalar!
    Evet biliyorum Rüzgarın Adı'nı okuyacağımı söylemiştim ama Zweig'ın kitaplarından birini de aradan çıkartayım dedim.Bu kitaba bu sabah başladım ve sanırım bir saat sonra bitti.Sürekli İş Bankası'nın çıkardığı klasikleri almak istediğimi dillendirsem de Panama yayıncılık aracılığıya yayınlanmış baskısını satın aldım bu defa da.Aslına bakarsanız bu yayını tercih etmemin sebebi A101'e oldukça uygun fiyata geliyor olması.Geçenlerde paylaştığım Amok Koşucusunu da oradan almıştım-gerçi onun yayını başkaydı-.Bu da aynı şekilde 2 TL kadardı.Oldukça ucuz olduğu için çevirisi nasıldır acaba basım hatası var mı diye düşünmeden satın aldım.Yine bununla beraber Gogol'un ''Bir Delinin Hatıra Defteri'' kitabını da aldım.Çeviriden de basımdan da oldukça memnun kaldım.Belki sadece kapağı daha güzel olabilirdi.

Eh.. hepimiz  iyi biliyoruz ki İş Bankası Yayınları bu konuda çok daha iyi..

    Gelelim kitabın içeriğine.Her zaman olduğu gibi son derece gözleme dayanan ,piskolojik tahlillerin oldukça bol olduğu bir kitaptı.Aslına bakarsanız ben bunu sevdiğimi fark ettim.Bu denli ayrıntılı kişilik analizleriyle harmanlanmış şeyleri okumaktan hoşlanıyorum.İnsanın iyi yönleri tasvir edilirken acizliğinin de, gücünün de ortaya sürülmesi güzel.

Ancak beni rahatsız eden bir takım şeyler oldu.Bunlardan ilki özette de anladığınız üzere kocası ve iki çocuğunu terk ederek bir Fransızla kaçan kadının haklı olabileceğinin savunulması.Bize yaşananları anlatan adam ısrarla bu kadını savunuyor ve tutkularına hapsolan insanlara bunun sorumluluğunu yüklemiyordu.Yani çekip giden kadını tutkularının ,isteklerinin esiri olduğu için suçlayamayız (!).O halde yargının hiç bir amacı kalmıyor , hırsız da yapmak istediği için yapmıştır mesela?Ya bu çok ciddi iyimserlik  yada ben yanlış anlıyorum bahsedilmek isteneni bilemiyorum..
Anlatıcının düşünmediği kısım ise kadının arkasında bıraktıklarıydı. Hıçkırıklarla ağlayan bir baba ve bir başına kalmış iki kız çocuğu.Ayrıca aile onurunun yerle bir edilmesi cabası.Doğrusu bu benim ahlak anlayışıma ters.Sizi  bilmem.

    Bir diğer şikayetçi olduğum nokta ise meşrulaştırılmış kumarhane olayıydı.Sürekli kumarhanede yaşanan olayların anlatılması ve bunun normalmiş gibi lanse edilmesi berbat.Batağa düşmüş birisini kurtarmak için Bayan C.'nin kendini hırpalıyor olması iyi hoş da ne bileyim yani..Bu kitabı beğenip beğenmediğime tam emin olamıyorum gibi geliyor bana.Konunun işlenişi fena olmasa da sanırım Zweig kitapları içerisinde en kötüsü bu kitap.
   
    Yorumum biterken izninizle ben size veda edip Rüzgarın Adı'nı okumaya -bu kez cidden okuyacağım- gidiyorum.Esen kalın !




Benim bu kitaba puanım : 2/5

🌟🌟
iki

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder